9 Mart 2015 Pazartesi

San Remo Gezisi

Bu hafta sonu planım, Torino'daki parkları keşfetmek ve sakin sakin dolaşmak iken kendimi çok hareketli geçen iki günün içerisinde buldum...

Cumartesi akşamı saat 23.00 civarında ani bir karar ile Parkinson hastası babasını balık tutmaya götüren arkadaşıma katılacağımı bildirdim. Pazar sabahı saat 8'de, arabaya binene kadar nereye gideceğimiz ile ilgili hiç bir fikrim yoktu. Balık tutmak için ne kadar uzağa gidilebilir ki diye düşünürken, geçen-yaklaşık- 200 km'nin ardından Fransa sınırına bakıyordum. 





Görünen o ki, balık tutmak için İtalya ve Fransa sahillerinin birleştiği nokta seçilmişti. Bu bölgede insanlar genelde Nice, Cannes ve Monacco sahillerini tercih ederken, biz 10'ar kilometre ara ile kurulu art arda gelen İtalyan köylerine gittik. 5 derece olan Torino'dan sonra, 22 derece çok iyi geldi doğrusu...




İtalyan sahil şeridi, Avrupa sosyetesinin gittiği Nice Cannes ve Monacco'nun aksine, çok sakin. Sakin dediğime bakmayın, bu bölge de turistik ancak daha çok İtalyan turistlere ve zenginlerine hitap ediyor. Torino'da 2 Euro'ya yediğim pizzanın 4.5 Euro olduğunu görünce ve evlerin metrekare başına 5.000 Euro'ya satıldığını öğrenince buranın da pek sakin olmadığını anladım.








Bu sahil şeridinden yer alan birçok köyden birisi olan "Sanremo"'ya gittik. Bu köy çiçekleriyle ünlüymüş... Narenciye ağaçları ve palmiyelerle dolu yollar bizi karşıladı. Burada herkesin elinde çiçekler var! Kadın-erkek fark etmeksizin insanlar kucak dolusu çiçeklerle yürüyorlardı. Çok geçmeden bunun da sebebinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılacak olan "Çiçek Geçidi"nden kaynakladığını öğrendim. Çiçeklerden yapılmış arabalar ve bu arabalardan insanlara çiçek atanlar, çiçeklerle kaplı piyanolar ve çiçeklerden yapılmış tören araçlarıyla dolu bir seremoni izledik.









Seremoni sonunda, yüzlerce kişi bu arabalara hücum ederek kucak dolusu çiçekleri toplayarak tören arabalarını da parçalamış oldular. Bu çok hoş bir görüntüydü; kimileri orkideleri alıyor, kimileri birbirine güller vererek bu günü kutlarken; kökleriyle aldıkları çiçekleri evlerine götürmek için kasa getirenler dahi vardı.










Daha sonra Sanremo'nun merkezine gitmeye karar verdik. Burası, daracık ve birbirini kesen caddelerden oluşan küçücük bir merkeze sahip. Her caddede hıncahınç dolu cafeler ve butikler var.
   

Bunun dışında burası kumarhanesi ile de ünlü. Tabi Ortodoks kilisesini de unutmamak lazım... Bunun dışında alabildiğine uzanan kumsalları ve palmiyelerle çevrili yürüyüş yolu var. Başka ne var derseniz; bol bol çiçek var! Yaklaşık yarım saat süren şehir turunun sonunda dönüş yolu için arabaya döndük.  Torino'ya dönüşümüz trafik yüzünden dört saati buldu. Anlaşılan hem sahillere hem de kayak için dağlara giden günü birlikçiler aynı saatte dönüyor; bir de yol çalışması eklenince yorgunluk üzerine yorgunluk oldu.
                           Z. 
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder