21 Şubat 2015 Cumartesi

Biraz Gece... Biraz Gündüz...

Final sınavım bittiği için artık her şey düzene oturdu ve kendimi şehre daha çok bıraktım...



Önce geceden başlayayım. Gündüzlerine zaten hayran kaldığım bu şehri bir de gece görmelisiniz! Evet, hava karardıktan sonra belki market için falan dışarı çıkmıştım ama ders temposu nedeniyle dün geceye kadar koskocaman olan meydanların bu kadar güzel ışıklandırıldığını ve bu sayede büyüleyici bir film setine dönüştüğünü bilmiyordum.






Sınav çıkışı, dünyanın dört bir yanından olan ve gerçekten çok sıcakkanlı sınıf arkadaşlarımda buluşmak için sözleştik. Sınıfta birkaç tane İtalyan olduğu için onlar nereye gitmemiz gerektiğini iyi biliyorlar. Resmini çekememiş olsam da gittiğimiz yer "San Salvario" bölgesinde, "Piazza Saluzzo" denen bir meydan ve etrafı. Bu bölge üniversite öğrencilerinin hafta sonları biraz yeyip, biraz içip ve biraz sohbet ederek vakitlerini geçirdiği yerlerden bir tanesi.  Meydanın ortasında devasa bir kilise yer alıyor. Bu kilisenin etrafı her saat biraz daha kalabalıklaştı. Meydanın çevresi ve meydanı kesen sokaklar küçük Publar ve Barlarla dolup taşıyor. Bu Pub ve Barlara girmek ise özellikle saat 00.30'dan sonra biraz zor çünkü inanılmaz kalabalık. İçeride yer bulamayanlar genelde kilisenin çevresinde toplanıp, eğlencelerine orada devam ediyorlar. Kimse havanın  buz gibi oluşuna aldırmadan gece geç saatlere kadar oradan ayrılmıyorlar. Bu bölgede genelde yabancı öğrenciler var. Ama elbette ki İtalyanlara da rastlamak mümkün. Bu bölgenin yalnızca cuma akşamları dolduğunu da belirtmem gerekli sanırım. İtalyanlar cumartesi akşamları başka bölgelere gidiyorlarmış. Bu bölgeleri ilerleyen haftalarda öğreneceğimi düşünüyorum. San Salvario bölgesine gündüz gidildiği takdirde bir şey bulamayacağınızı da belirtmek isterim; yalnızca gece dolan ve her yerin geceleri açık olduğu bir bölgeymiş çünkü.
                                 

Geçen hafta Torino'yu daha çok keşfetmek adına Po Nehri'nin karşısında bulunan bölgeye gitmeye karar verdim. Şansıma hava da çok güzeldi. Böylece bisikletime binerek küçük bir tura çıktım. 

Merkezden, nehrin karşısına geçtiğinizde sizi büyük bir kilise karşılıyor. Bu bölgedeki en büyük kilise burası. Kilisenin sağ tarafından uzanan dağın eteğinde bir şato var. Buraya Torino'nun balkonu diyorlar. Buradan tüm şehri ayaklarınızın altına almak mümkün. Ancak buraya çıkacak zamanı henüz bulamadım. Çünkü ben kilisenin sol tarafına doğru ilerlemeyi seçtim. Bu bölgede küçük mahalleler yer alıyor. Bu mahallelerin aralarında ufacık butikler ve daha da ufak cafeler var. Ama bunlar hep azınlıkta. Örneğin, oturduğum cafeyi bulmak çok kolay olmadı. Ancak iki İtalyan bayanın sahibi olduğu bu cafe gerçekten çok sıcaktı. Burada "caffe macchiato" içerek yoluma devam ettim.

Sonuç olarak şehrin bu kısmı merkeze göre daha sakin, sokaklarda insan görmek zor ama yine de çok güzel. 
Z.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder