11 Şubat 2015 Çarşamba

Sakin geçen iki günün sonunda...

Cıvıl cıvıl geçen hafta sonunun ardından, Torino şehri sakinleri yeni haftaya başladı...

Bu hafta, yaşama iznimin onayı için polis merkezine gitmem gerekiyordu. "QUESTURA" denilen (meğerse göçmen bürosuymuş) merkezi bulabilmem yaklaşık iki saatimi aldı ve randevuma da bir saat geç kaldım. Polis merkezini ararken, evimin çevresinde bulunan neredeyse tüm polis merkezlerinin yerlerini öğrenmiş oldum (her şeye olumlu yönünden bakmak lazım tabi). Göçmen bürosunu bulduğumda, anladım ki ben geç kalmamışım. Tembellikte bizden beter olan İtalyanlar da bir saat geç gelmişler. Dolayısıyla boş yere stres yaptığımla kaldım ve işim de hallolmuş oldu. Günün kalan kısmını ise ufak tefek mağazalara bakarak geçirdim...

Ders çalışma temposunun artması sebebiyle vaktimin çoğunu evde geçiriyorum bu ara. 20 Şubat'taki sınavım geçtikten sonra her şey daha rahat olacak...

Dolayısıyla bugün akşamüstünde bunalmış bir vaziyette kendimi sokağa attım. Evimin hemen yanından çektiğim bu resimde, gün batımıyla Mole çok güzel görünüyordu.

Hafta içleri İtalyanlar iş çıkışlarında kendilerini old town'da buluyorlar. Upuzun alışveriş caddeleri kocaman meydanlara bağlanıyor; bu meydanları geçtikten sonra ise tekrar kendinizi markalar diyarında bulabiliyorsunuz. Benim en hoşuma giden alışveriş caddeleri Via Roma ve Via Alberto Carlos. Bu iki cadde birbirine paralel şekilde ilerliyor. Dolayısıyla birinden gidip, diğerinden dönmek mümkün. Caddelerin uzunluğu tahmini olarak 3 km. Yani bugün hiç yoktan 6 km yürümüş oldum. Caddeler sizi meydanlara çıkardığında, havanın da ısınmasıyla birlikte, cafelerin sokaklara masa sandalyelerini attığını, insanların sohbet ederek yolun ortasına öylece oturduğunu ve sokak sanatçılarının her köşede değişik bir müzik yaptığını görmek mümkün. 19.30'da kapanan mağazalarla birlikte herkes evlerine dağılıyor. 

Torino'nun Bicerin kahvesinden sonra en ünlü yiyeceği resimdeki bu bisküvi. Kedi dili gibi görünüyor aslında ama tadının hiç alakası yok. Dışı "macaron" gibi yumuşak, ağızda yumurta tadı bırakıyor ve fiyatları da oldukça kabarık (bisküvi için elbette). "Vaschetta" isimli bu bisküvi, bu bölgeye özel, kahvelerle de iyi gidiyor. 



Başka denediğim şey ise, İtalyan birası (Moretti). Biliyorum Türkiye'de de var bu bira. Ancak burada envai  çeşidini bulmak mümkün.. Ben sıfır kalorili ve kara biberlisini denedim en son, çok da alıştığım gibi değildi açıkçası...

Bir sonraki yazımda çikolata denilince İtalyanların aklına neden Torino geldiğini yazacağım...

Z.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder