7 Şubat 2015 Cumartesi

DAHA ÇOK KEŞİF...

Torino' daki ilk cumartesi sabahıma geveze İtalyanların gürültüleriyle uyandım. Sıkı bir kahvaltıdan sonra bugünkü programımı uygulamak üzere Via Garibaldi'den yola çıktım... 


Via Garilbaldi'deki bir cafeden sıcak çikolata aldım. Bu sıcak çikolata, daha önce içtiklerimden çok farklı; neredeyse katı bir halde ve çeşit çeşit. Bitter çikolatalısı, sütlü çikolatalısı hatta beyaz çikolatalısını dahi bulmak mümkün (fiyatları da çok uygun). Ancak kıvamları çok yoğun olduğu için üzerine biraz maden suyu içmek iyi geliyor...

Via Garibaldi'den, Piazza Castello arkamda kalacak şekilde dümdüz yürüdüm. Bu caddeyi kesen neredeyse her sokakta hafta sonu pazarı kuruluyor. Bu pazarlarda meyveler, sebzeler ve ufak tefek giyim ürünleri bulmak mümkün.

Daha çok pazar bulmak için devam ettiğimde Piazza Della Rebubblica denilen meydana çıktım. Burada da devasa bir pazar var. Hatta diğer bir meydan olan Porta Plazzo'daki pazar ile birleşmiş durumda. Burada bölüm bölüm yiyecek içecek ve giyecek bulmak mümkün. Ancak burasıyla ilgili en önemli detaya gelecek olursak; bu bölge göçmenlerin mahallesi. Dolayısıyla bana pek tekin görünmedi. Hızlı bir tur atarak bu bölgeden çıktım.

Sonrasında Piazza Castello'yu geçip Piazza San Giovanni'ye geldim. Burada Torino kütüphanesi bulunuyor. Tam karşısında Torino'nun en yetenekli ve ünlü şefinin bir cafesi var; Sfashion Cafe. Her gün saat 15.00'a kadar açık olan cafede yer bulmak biraz zor. Ancak bekleyerek bu problem de çözüldü. Cafenin menüsünde; pizzalar, makarnalar, risottolar, ızgaralar ve salatalar bulunuyor. Ayrıca zengin bir tatlı menüsü de yok değil. Burada ilk defa Limoncello içtim. Bu içkide alkol baya fazla ve limonlu olduğundan tadı kolonyaya benziyor. Zaten iki shot ile muhtemelen sarhoş olmak mümkün. Yinede, İtalyanlar bu içkiyi kahve ile içiyorlar.

Oradan ayrıldıktan sonra, Torino'nun sembolü haline gelmiş olan içerisinde sinema müzesinin de bulunduğu "Mole" ye geldim. Bu bina, Torino'nun en yüksek binası ve içerisindeki asansör sayesinde panoramik şekilde tüm şehri izlemek mümkün (elbette bedeli karşılığında). Binanın hemen girişinde ise Pideomont bölgesinin markası haline gelmiş olan Eatly bulunuyor. Eatly akımı, fast food akımına tepki olarak doğmuş ve hızlı hazırlanıp, yenen yemeklerin aksine, slow food yani yavaş yemek konseptinin öncüsü. Hatta İstanbul'da bile var!

Mole'nin sokağında University of Turin de bulunduğundan cıvıl cıvıl ve öğrenci dolu. Ucuz yemekler ve hediyelik eşya bulmak mümkün. Türkiye'den verilen hediyelik eşya siparişlerini aldıktan sonra, akşam hazırlayacağım yemeğim için alışverişe gittim. 

Yemeğimi yedim ve şimdi ders çalışmaya hazırım...

Z.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder